Türkiye Sevdalısı Bir İş Adamı

Boss Life Dergisi Özel Röportajı

Avrupa ve Türkiye pazarındaki başarılı girişimleriyle dikkat çeken inşaat, gayrimenkul yatırım, tarım, otomobil, akaryakıt, turizm, hızlı tüketim, finans, yazılım ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren şirketleriyle çok sayıda başarı hikayesine imza atan iş insanı Halit Güven, BossLife’ın sorularını yanıtladı. İş hayatına gerçekçi yaklaşan ama idealizmden vaz geçmeyen Güven, “Avrupa’da en hızlı ve sağlıklı büyüyen ilk 500 firma arasındayız. Çok büyüdük, çok emek harcadık ancak hiçbir zaman ülkemizden vazgeçmedik. Avrupa pazarında kazandık, Türkiye’ye yatırım yaptık” diyor. * Başarılı bir iş adamı olarak işlerinizi incelediğimizde oldukça kaliteli çalışmalar yaptığınız görüyoruz. Sizi daha yakından tanımak isteriz. Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Halit Güven: İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi İmalat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Aile olarak aslen Yunanistan’dan Türkiye’ye göçenlerdeniz. Annem diş doktoru, babam eczacı. İki tane erkek kardeşim var. Her ikisi de işletme fakültesini bitirdikten sonra benimle beraber çalışmaya başladı. Girişimciliğe hep ilgi duydum. Yeni fikirlerin peşinde koşmak ve bir fikrin büyük bir işletmeye dönüşerek somutlaşmasını görmek beni çok heyecanlandırıyor. Fikirleri projelere dönüştürmek benim için önemli. Bunu değer verdiğim insanlarla birlikte yapabilmek ise çok değerli. • Biraz da işinizden bahsedelim. Ana yatırımcı şirketimiz einsAmobile, Almanya’da mobil iletişim sektörünün önde gelen oyuncularından biridir. Şu anda Almanya ve tüm Avrupa’ya telefon tedarik ediyor. Almanya’daki ana firmamı olan einsAmobile şirketi altında Apple, Sony, Samsung, HTC, Huawei gibi sektörünün önde gelen telefon markalarının distribütörlüğünü yapıyoruz. Aynı zamanda Vodafone , Telekom ve Telefonika hat operatörleri ilede bir ortaklığımız var. Bu operatörlerin tüm hat dağıtımlarını da bizim firmamız sağlıyor. Tüm Avrupa’da ürünlerimizi satan yaklaşık2000 tane bayimiz var. 2017 yılını 700 Milyon Euro’nun üstünde bir ciroyla kapattık. Yüzde yüz Türk sermayesi ve aklı ile kurulan einsAmobile şirketi Almanya’nın en büyük Türk firması konumunda olup Avrupa’da da en hızlı ve sağlıklı büyüyen ilk 500 firma arasındadır. Çok büyüdük, çok emek harcadık ancak hiçbir zaman ülkemizden vazgeçmedik. Yunanistan ve Almanya’da yaşamış aileler olarak milliyetçi duygularımız daha ön planda oluyor. Yurt dışında kazandığımız paranın ciddi bir kısmını Türkiye’de yatırım yapmak için kullanıyoruz. Türkiye’de EMA Coop. firmamız sıfırdan kuruldu. Şu anda inşaat, gayrimenkul yatırım, tarım, otomobil, akaryakıt, turizm, hızlı tüketim, finans, yazılım ve enerji gibi çeşitli sektör alanlarında faaliyet gösteriyoruz. • Günümüz Türkiye’sinde birçok sektör var ve bu sektörlerde kaliteli işler yapıldığına şahit oluyoruz ve sizinde yaptığınız işlerde birbirinden kaliteli sektörlerde iş projeleriniz var. Bu açıdan değerlendirme yapılacak olursa; İlk projenizden bu güne neler değişti ve neler gelişti ? 2015 yılında Türkiye’ye giriş yaptık. O tarihten bu yana tabiî ki de birçok şey değişti. Örnek vermem gerekirse; ticari hacimler değişti, insanların alım gücü değişti, bizim Türkiye’ye bakışımız değişti. Önde gelen birçok Türk iş adamının yurt içinden yurt dışına yatırımlar yaptığı, bazı markaların pazardan çıktığı konuşulurken; biz tam tersi 2015 yılında hedeflediğimiz rakamın yaklaşık 2,5 katı bir sermayeyi ülkemize soktuk. Biz tamamen öz sermaye ile çalışıyoruz. Son 3 senede Türkiye’nin, insanımızın ve toprağımızın güzellikleri ile beraber bizlere 3 katı daha yatırım yapma isteği geldi. Baktığımızda; şu an Türkiye’de yaptığımız yatırımlardan hiçbir kazanç sağlamıyoruz. Şirketlerimizin tamamı kuruluşundan bugüne yavaş yavaş olgunluğa geçme sürecinde… Zamanı geldiğinde zaten kazanacağımıza inanıyoruz ancak henüz sadece yatırım aşamasındayız. Yatırımı arttırdıkça, katma değer sağladıkça ilerleyen zamanlarda kazancımızın düşündüğümüzden çok daha fazla olacağına inanıyoruz. Bizim en çok güvendiğimiz noktalardan biri ise Türkiye’deki siyasi istikrar. Bunu siyasi olarak değil, tamamen bir iş insanı gözüyle söylüyorum. Ana yatırım şirketimizden kaynaklı, bir nevi yabancı yatırımcı sayılırız. Ülkemizin yeni-den seçilen Cumhurbaşkanı’nın önderliğinde ilerleyen bir Türkiye’ye yabancı yatırımcı olarak güven duyuyoruz. Döviz dalgalanması, faiz artırımları gibi süreçler bir gün geçecektir. Ama siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede bunlar yaşansaydı bizde yabancı yatırımcı olarak bu kadar net adımlar atamazdık. Çok güzel bir söz vardır: “Rüzgâr tersten esince yola devam etmek için küreklere asılmak zorundasınız. Ülkemizin zor günler geçirdiği bu dönemde gemiyi limana çekip bekleme zamanı değil, küreklerle ilerleme zamanıdır. Rüzgâr bir gün lehimize tekrar döndüğü zaman, şu an bu şartlarda yaptığımız yatırımların karşılığını fazlasıyla alacağımızı biliyoruz.” “HER YENİ YATIRIM, HER YENİ İŞ KOLU İLK GÜNKÜ KADAR HEYECAN VERİCİ” • İnsanların hayat boyu elde ettiği başarılar geleceğe yapılan yatırımlar doğrultusunda önem kazanıyor. Hayatınızda projeleri hazırlamadan önce neler düşünerek yola çıkıyorsunuz? İş hayatına atılmak isteyenlere ne gibi fikirler vermek istersiniz? Yeni dönem açısından değerlendirecek olursak, ülkemiz oldukça güzel bir ülke. Bizim her zaman en büyük hedefimiz, misyonumuz; pes etmeden, yılmadan ülkemizi başarıya ulaştırmak. Üniversite yıllarım boyunca, her zaman ülkeme nasıl fayda sağlayabileceğimi düşündüm. İnsanlar olarak çok çabuk yön değiştirebiliyoruz. İnsanların hayalleri olmalı, ama bu hayaller gerçekçi ve ulaşılabilir olmalı. Hangi amaç doğrultusunda neler yapabilirler, nelere ihtiyaçları var, ne kadar zaman gerekli… Gibi soruları düşünmeliler. Hatta henüz üniversite yıllarındayken, iş hayatına girmeden ilerlemek istedikleri yolu netleştirmeliler. Ülkemizin her anlamda iyi olması gerekiyor. Ticarete atılmak isteyenler için tavsiyem; mutlaka mantıklı kurgular tasarlayıp, onlara odaklanmaları. Kendimi bildim bileli etrafımdaki bir çok kişinin hayalinin büyük firmaların üst düzey yönetici pozisyonlarında iyi maaşlarla çalışmak olduğunu gördüm. Kullandığımız ve bildiğimiz tüm büyük markaların kurucuları da bizler gibi Allah’ın yarattığı insanlar. Onların bizlerden farkı inandıkları hayalleri gerçekleştirebilmiş olmaları. Peki o halde, bunları neden biz yapmıyoruz da bu hayalleri gerçekleştiren insanların hayallerini bir adım daha ileriye taşımak için beynimizi onlara kullandırıyoruz? Hepimiz de bu güç var. Vatanımı ve milletimi çok seven biri olarak benim en büyük hayalim ülkem için verimli işler, faydalı yatırımlar yapmak. Her zaman da bu bakış açısı ve bu vizyonla ilerleyeceğim. DÖNÜM NOKTASI • Hayatınızın hangi döneminde dönüm noktası yaşadınız? Hayatımın dönüm noktası, üniversitede okurken Forbes dergisinde benim gibi çok genç birinin yaptığı röportaja denk gelmemle oldu. O röportajdan çok etkilendim ve kendisine “sen bunları nasıl yaptın, nasıl bir yol izledin?” sorulu bir mail yazdım ve o da kısa bir süre içerisinde geri dönüş sağladı. Onun başarılarının vermiş olduğu heyecan ve istek ile hayatıma yön verdim diyebilirim. Aileme başka bir firmada çalışmayacağımı, kendi işimi kurup tamamen o işe odaklanacağımı söyledim. O andan itibaren kafamda çizdiğim yolda ilerlemem ile başlayan hayat maceram şu an bir holdingleşme noktasına geldi. Üniversite yıllarımda tüm iş sektörlerini görüp araştırıp daima kalbimden inandığım insanlar ile yola çıktım. Şuan o inandığım insanlar benim en büyük yol göstericim durumundalar . Bu inanç ve güven ile ortaya çok güzel projeler çıkarmaya başladım, işlerimizi hep bu yönde iyi noktalara taşıdım. Hayatım boyunca kalbimden geçmeyen hiç bir durumu aklıma taşımadım. Genç olmamıza rağmen çok büyük hayallerimiz vardı. İnanıyorum ki, büyük hayalleri olan, hayallerine inanan ve peşinden giden herkes bir gün çok iyi yerlere gelir. Bizde kendimize olan güvenimiz, isteğimiz, heyecanımız ile işlerimizi iyi yerlere taşımaya devam ediyoruz, edeceğiz de. • Günümüz dünyasında iş dünyasında rakipler özellikle aynı alanda birbirlerine fark atarak bir adım öne çıkmak istemektedirler. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Ben farklı bir açıdan yaklaşacağım bu soruya. Türkiye’de hiç kimseyi kendimize rakip olarak görmüyoruz. Kimse bizim rakibimiz olamaz gibi bir tavırla söylemiyorum bunu. Ancak bizim şirketlerimiz kuruluşundan bugüne daha yeni yeni olgunlaşan firmalar… Bu noktada, bizim çizgimiz biraz daha farklı. Bir gün yaptığımız tüm yatırımlarımızın karşılığını almaya başladığımızda bu yarışa girebileceğimizi düşünüyorum. Bu duruma geldiğimizde kafamızı kaldırıp etrafımızdaki sektörel bazlı rakiplerimizin pozisyonları ile kendimizi karşılaştıracağız. Ama o güne kadar tüm odağımız şirketlerimizin sağlıklı bir şekilde gelişerek büyümesi olacak. Gurbette yaşayıp bazı şeyleri orada başlatsak da, devamını burada getireceğiz ve bu ülke için çok çalışmaya devam edeceğiz. Almanya’da ki ve Türkiye’de ki birçok yatırımımızdan daha çok kazanç elde ettikçe ülkemizde yatırımlarımızı arttırmaya devam edeceğiz. “HEDEFİ DOĞRU BELİRLEMEK BAŞARIYI GETİRİR” • Ticaret hayatınızda sizi hangi işler yeni projelere yönlendiriyor? Şirketlerimiz yeni kurulan şirketler olduğu için, hepsi aslında bir bakıma birbirinden esinlenerek doğdu. Tarım alanında 700 dönüm araziye badem ektik. Yıllık 600-700 ton arası badem işlemeyi hedefliyoruz. Bu da günde 1,5-2 ton badem işleme kapasitesidir. Bu tesiste, bademin kabuğundan ayrılarak badem içi elde edilmesi ve paketlemesi olacak. Burdur badem yetiştiriciliği konusunda Türkiye 23.sü olan bir il. BUSER Tarım olarak hem üretim yapıp hem de ürünü işleyerek, Türkiye sıralamasında Burdur’u üst sıralara çıkaracağımıza inanıyorum. Bu konudaki en büyük hedefimiz de, Burdur menşeli badem ürünü markası oluşturarak Burdur’u dünyaya tanıtmak. Son olarak da 3. havalimanı açıldığında dünyanın en büyük havalimanı olacak ve Türkiye’nin bu açıdan gerçekten çok şanslı olduğunu belirtmek isterim. Konum olarak oldukça değerli olacağı düşüncesiyle ilerleyen dönemde; bu bölgede yer alan kendi arazimizde projesi onaylanan ve kısa süre içinde başlayacağımız inşaatımızın yanı sıra bundan sonraki konut üretimlerimizde bu bölgeye göre konumlandırmayı istiyoruz. Şahsen bir konuya daha değinmek istiyorum; yönetimsel olarak aldığımız karar kapsamında, Türkiye’deki şirketlerimizin sektörel bazlı kazançları doğrultusundaki tüm kazanımlar o sektörlerde büyüme amaçlı kullanılacak. Örneğin, Konutlar yaptıkça elde edilen gelirlerden yeni konutlar yaparak yatırımlarımızı arttırmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde tarım sektöründen elde edilen kazancımızla yeni arazilerde badem yetiştirmeye devam edeceğiz. Yani kazanç oranımızla paralel büyümeyi hedefliyoruz. • Hayatınızda yaptığınız atılımlar içerisinde sizi en çok mutlu eden hangi sektör oldu? Benim için her yeni yatırım, her yeni iş kolu ilk günkü kadar heyecan verici. İlk başladığımız güne dönüp baktığımda tüm yatırımımızın bugün geldiği nokta gerçekten bizi çok mutlu ediyor. Benim için mutluluktan öte hangi sektör biraz daha ön planda derseniz; tarım sektörü derim. Bademleri fidan iken alıyoruz ekiyoruz ve büyümesini bekliyoruz. Bizlerin çocuğu gibi oluyor, gerçekten çok farklı bir heyecan. Yurt dışında yaşamış, yurt dışında başarılı işler ortaya çıkarmış Türk iş adamları olarak bu kadar güzel ve tarıma elverişli toprakları olan ülkemize en güzel yatırımın tarım olduğuna karar verdik ve ülkemizin yüksek oranda dışa bağımlı olduğu badem meyvesine yatırım yaptık. Türkiye, 2017 yılında yaklaşık 13 bin ton iç badem üretimi ve yüzde 1,2 payla dünya  sıralamasında dördüncü sırada yer aldı. Badem ihtiyacımızın %78’ni ithal ediyor ve piyasa taleplerini ülke üretiminden karşılayamıyoruz. Badem konusundaki dışarıya olan yüksek bağımlılığı fark ettik. Dışa bağımlılığı azaltıp, gelen talepleri karşılamak adına büyük çapta bir yatırım yapılması gerekliliğini ön gördük. Bu yüzden badem üretimi yatırımında bulunduk. Tarım alanındaki badem yetiştiriciliği hem ülkemizde hem de dünya çapında yaptığımız ilk tarım yatırımıdır. • İş hayatında sizin birçok projeleriniz var baktığımız zaman oldukça kaliteli ve başarılar ile dolu olduğunu görmekteyiz. Hazırladığınız projelerde en çok ne gibi sorunlar oluyor ve siz ne gibi çözümler ile başarıya ulaşıyorsunuz? Büyük sorunlar ile karşılaşmadık. Öz sermayenin gücü ile hızlı ilerledik. Yönetim kurulumuz ile birlikte işlerimizi sorunsuz bir şekilde belli noktalara taşıdık. İşini iyi yapan, hedeflerini ortaya koyan insanlar olarak doğru hareket ettiğinizde başarıya ulaşıyorsunuz. Ticaretinizi kendiniz yönlendirebiliyorsanız bu her noktaya hakim olduğunuzu gösterir. Hakimiyet bu yolda karşınıza çıkan sorunları çok çabuk fark etmenize vesile olur ve buda sorunlara hızlı çözüm bulmanızı sağlar. İleri görüşlü, tecrübeli ve çok deneyimli bir yönetim kurulumuz var. Karşımıza bir iş geldiğinde önce kapsamlı araştırarak yoğun istişarelerle, mantık çerçevesinde bir yol izleyerek ilerliyoruz. Her zaman inanıyoruz ki hedeflerinizi net ve doğru koyduğunuz zaman başarılı olursunuz. İnşaat sektöründeki işlerinizde iç mimarlar ile çalışırken hangi projeler sizi başarıya taşıyacağınıza inanarak iş mutluluğu kazandırıyor? Örneğin; Günümüz Dünyasında artık teknoloji ile hazırlanan yani akıllı iç mekân sistemlerinin olduğu projeler hazırlanmakta. Size böyle projeler geliyor mu? Bunlar için öncelikle biz tüm projeleri detaylı bir şekilde inceliyoruz. Zamanın oldukça hızlı ilerlediği bir dönemdeyiz. Şehri kendine göre organize etmeniz gerekiyor. Öncelikle; yoğun tempoda yaşanan bizlerde kendi içimizde projeyi ‘kendi yaşantımıza nasıl fayda sağlarız’ diye değerlendiriyoruz. Bu şekilde doğru kararları alarak farklı projeler üretiyoruz. Yurt dışında da bu konuda çeşitli projeler geliştiriyoruz. İlerleyen dönemde, bu projeleri ülkemize taşıma konusunda da oldukça istekli ve heyecanlıyız. İnşaat bizim Türkiye’de yatırım yaptığımız ilk alan. Genelde inşaat firmaları projelerini bulundukları bölgenin konumunu ve yapısını gözardı ederek beton yığını şeklinde inşaa ettiklerinden hep eleştirilirler. Biz bu konuya çok dikkat ediyoruz . Yatırım yapmak istediğimiz bölgedeki mevcut arazinin alımına geçmeden önce kapsamlı bir fizibilite çalışması yapıp, hazırladığımız rapora göre hareket ediyoruz. Bunun yanı sıra tarıma elverişli toprakları da işleme konusundaki tecrübemiz, toprağa yatırım yaparken daha geniş bir bakış açısı ile bakmamızı sağlıyor. Şirket olarak hiçbir zaman alanımız dışında yatırım yapmaktan kaçınmadık. Bu konuda her zaman cesur ve vizyoner bir şirket olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. • Birçok sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. İş dünyasında birden fazla sektörde işler yaparak sonucu en iyi duruma getirmek oldukça sabır isteyen ve bir o kadar da çalışma gücü isteyen bir prensip gerektirir. Siz birden fazla iş sektöründeki işlerinizi başarıya ulaştırırken hangi kuralları hayatınıza yansıtıyorsunuz? Biz asla kısa mesafe koşucusu değiliz. Uzun vadede; şirketlerimizi büyütüp gelecekte hangi noktalara taşıyabiliriz diye düşünerek güçlü adımlar atıyoruz. Sürdürülebilir işler yapabilmek bizim için çok önemli. Bugünden birkaç yıl sonrası planlarımız üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz; bir gün dünya şirketleri ile yarışabilecek durumda olan şirketler ortaya çıkarmak, bu şirketlerin bundan 50 yıl sonrasında da dünya şirketleri ile aynı kulvarda ilerleyebilmesini sağlamak. Dolayısıyla; her durumda sürdürülebilir işler yapmak bizim ana kuralımız. • Beşiktaş sizin için büyük bir tutku. Gelecekte sizi kulüp içerisinde başkan ve ya yönetici olarak görebilir miyiz? Yoksa sadece taraftar olarak kalmaya devam mı edeceksiniz? Beşiktaş dediğiniz an bende akan sular durur. Beşiktaşlı olmak, Beşiktaş’ın atmosferinde yaşamak, maç günleri o ortamın içerisinde olmak, Beşiktaşlı doğmak, Beşiktaş ile büyümek ve onunla yaşamak… O kadar çok şey ifade ediyor ki; kelimeler ile anlatmak çok zor açıkçası. Biz Beşiktaş’ı babamızın omuzlarında sevdik daha çocukken. O sevda bizim yüreğimize, kalbimize aşılandı. Her zaman Beşiktaşımız için elimi taşın altına koymaya hazırım. Ama tribünde ama yönetimde veya dünyanın bir ucunda hiç fark etmez. Doğru zaman, doğru zemin oluştuktan sonrada yönetim yapısının içerisinde de üzerimize bir görev düşerse Beşiktaş’ımızı daha iyi noktalara taşımak adına layıkıyla yerine getireceğimize inanıyorum. • Tespih koleksiyonunuz var. Bu babadan ve ya dededen gelen bir ilgi mi? Tespihe olan ilgilim rahmetli dedem sayesinde oluştu. Osmanlı topraklarında yaşamış ve o toprakları sahiplenmiş bir neslin çocuklarından biriyim ben. Dedemin o dönemlerde bir tespih koleksiyonu vardı. Orada tespihlerini özel bir yere saklardı. O tespihlerden doğan bir gönül bağım oldu. Tespih aslında benim için bir rahatlama aracı. Doğru enerjiye inanan bir insanım. İyi ve doğru düşündüğümüz zaman yapamayacağımız hiç bir şey yok. O tespihlerinde bana doğru ve iyi düşünceler verdiğini hissediyorum. O yüzden aramda güzel bir bağ var. Tespihlerimin hep aynı ustanın elinden çıkması çok önemli bu yüzden yıllardır aynı yerden gelir tespihlerim… İstanbul’da Tan Tespih’in sahibi Yenal TAN. Kendisi genç, dinamik ve başarılı biri. Tespih ustası dediğimizde aklımıza genelde daha yaşlı ve sakin yapıda birileri gelir. Fakat Yenal, enerjisi ile bu tabuları tamamen kırıyor. Benim bütün tespihlerimi kendisi üretiyor ve üretirken bunu senin için yaptım demiyor. Beni çok iyi tanıyor, hangisiyle aramda bağ olabileceğini çok iyi biliyor. Tespih alacağım zaman bulunmaz bir taş, çok pahalı, özel kesim gibi özelliklerin olması benim ilgimi hiç çekmiyor. Benim tespih seçebilmem için elime aldığım anda tespih ile aramda özel bir bağ oluşması gerekiyor. • BossLife Dergimizin Okuyucularına Neler Söylemek İstersiniz? İş dünyasına katkı sağlayan ve değer katan başarılı ve dinamik bir dergi BossLife. Bu dergiyi okuyan herkes iş hayatında kendisine farklı bir yön verebilir, iş dünyasındaki farklı bakış açılarını görebilir ve en önemlisi başarı hikâyeleri ile tanışabilir. Bu bakış açısıyla; BossLife dergisini ve zengin içeriğini takip etmelerini öneririm. BossLife dergisi olarak tüm ekibinize başarılar diliyorum.
Paylaş: